Saturday, June 10, 2017

Kitap Değerlendirmesi Ölümsüz Atatürk

Kitap Değerlendirmesi Ölümsüz Atatürk



Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938), dünyada hakk?nda en çok kitap yaz?lan ve ara?t?rma yap?lan siyasi liderlerden birisidir.[1] Atatürk, demokrat bir lider olarak kabul edilmese ve genellikle “otoriter lider” ve hatta “diktatör”[2] kategorisinde ifade edilse de, kendisinin toplumunu ileri ta??yan özellikleri Türkiye ve dünyada daima övgü konusu olmu? ve olmaktad?r. Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili en ilginç çal??malardan birisini ise, Politik Psikoloji biliminin kurucular?ndan kabul edilen K?br?sl? Türk Profesör Vam?k Volkan[3] ile Prof. Dr. Norman Itzkowitz yazm??t?r. Orijinal ismi “Immortal Ataturk: A Psychobiography”[4] olan ve ilk kez 1984 y?l?nda Chicago Üniversitesi Yay?nevi taraf?ndan bas?lan eserin di?er kitaplardan temel fark?; bu eserde Atatürk’ün psikobiyografisinin yaz?lmaya çal???lm?? olmas? ve siyasal fikirlerine ve ki?ili?ine yön veren psikolojik etmenlerin uzman gözüyle incelenmesidir. Eser, Volkan ve Itzkowitz’in 1973’te ba?layan ve yakla??k 10 y?l süren kapsaml? ara?t?rmalar?n?n bir sonucudur. Kitap, Ba?lam Yay?nc?l?k taraf?ndan ilk kez 1998 y?l?nda “Ölümsüz Atatürk”[5] ad?yla Türkçe’ye çevrilmi?tir ve bu tarihten beri birçok bask? yapm??t?r. Atatürk biyografilerinde önemli bir yeri olan bu eser, gazeteci Can Dündar’?n büyük be?eni toplayan ve gi?e rekorlar? k?ran 2008 tarihli “Mustafa” belgeselinde de temel kaynak olarak kullan?lm??t?r.[6] Kitap, “Sunu?” bölümü, “Tarihsel Perspektif ?çinde Atatürk’ün Osmanl? Arkaplan?” adl? giri? bölümü, 29 farkl? bölüm ve en sonda yer alan “Psikolojik Özet” bölümünden olu?maktad?r. Bu yaz?da, bu kitab?n önemli bölümleri özetlenecektir.

Ölümsüz Atatürk

Kitab?n “Tarihsel Perspektif ?çinde Atatürk’ün Osmanl? Arkaplan?” adl? giri? bölümü, Mustafa Kemal Atatürk’ün do?du?u ve yeti?ti?i ça??n genel özelliklerini s?ralamakta ve dünya siyasetinin o dönemdeki gidi?at?na dair herkesçe kabul edilen temel baz? bilgileri özetlemektedir. Çökmekte olan Osmanl? ?mparatorlu?u’nun ayakta kalabilmek ad?na yapt??? Bat?l?la?ma reformlar? ve içerisine girdi?i uluslararas? güç dengesi sistemi, burada aktar?lan konular aras?ndad?r.

Zübeyde Han?m

Kitab?n “Mustafa: Matem ?çindeki Bir Ailenin Yeni Do?an Çocu?u” ba?l?kl? birinci bölümü, ileride Atatürk olacak Mustafa Kemal’in ebeveynleri Ali R?za Bey ve Zübeyde Han?m hakk?nda bilgiler içermekte ve onun do?du?u dönemde Selanik’teki ko?ullar? gözler önüne sermektedir. Bugün Yunanistan’?n önemli bir liman kenti olan Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal’in do?umu hakk?nda resmi bir belge/kay?t bulunmasa da, do?du?u y?l?n 1881 oldu?u genel kabul görmektedir. Annesi Zübeyde Han?m, ya?ant?s?n?n sonuna do?ru kendisiyle yap?lan ve kaydedilen söyle?ilerden birinde, o?lunu Selanik’te “dondurucu k?rk” olarak adland?r?lan en so?uk dönemde do?urdu?unu söylemi?tir ki, bu da Mustafa Kemal’in 1881 ba?lar?nda Ocak veya ?ubat ay?nda do?du?unu dü?ündürmektedir. Atatürk, ilerleyen y?llarda kesin do?um tarihini bulamam?? ve Samsun’a ç?karak Milli Mücadele’yi ba?latt??? 19 May?s tarihini kendisine do?umgünü olarak seçmi?tir. Atatürk’ün do?du?u yer de kesin olarak belli de?ildir. “Atatürk’ün Evi” ad?yla müze olarak bugün de ziyaret edilen Selanik’in Türk mahallesinde üç katl? pembe ev, k?zkarde?i Makbule’nin iddialar?na göre asl?nda onun do?du?u de?il, büyüdü?ü evdir ve Mustafa Kemal, babas?n?n ailesinin oturdu?u yak?nlardaki ba?ka bir evde dünyaya gelmi?tir. Selanik, o dönemlerde çok kültürlü ve renkli bir ?ehirdir. 70.000 nüfusu olan ?ehrin en az yar?s? Yahudi’dir. Türkler, 15.000 civar?nda nüfusla Yahudilerden sonra en büyük ikinci gruptur. Yunanl?lar ise ancak üçüncü s?rada gelmektedir. ?mparatorlu?un en Bat?l?la?m?? ?ehirlerden biri olarak nam kazanan Selanik, buna kar??n Türk-?slam niteliklerini de koruyordu. Deniz ticareti ile geli?en ve zenginle?en ?ehirde 300 civar?nda hamam vard?. Selanikli Türkler, geni? aile sistemini benimsemi? ve dayan??ma ruhunu korumu?lard?. Ailelerde ataerkil özellikler a??r basmas?na kar??n, “Cennet annelerin ayaklar? alt?ndad?r” hadisine uygun ?ekilde, kad?nlara ve annelere büyük sayg? duyulurdu. Nitekim Türk folklorunda da “büyücülük” yapan ya?l? kad?n imgesi ve güçlü kad?n figürü daima vard?r. Geni? aile bir ölçüde bireyselle?meyi önlerken, birden çok kad?n taraf?ndan büyütülme olgusu da Türk insan?n?n baz? aç?lardan farkl?la?mas?na neden olmu?tur. Bir di?er faktör ise, ku?kusuz 19. yüzy?lda tavan yapan milliyetçiliktir. Ekonomik olarak daha iyi durumda olan Yahudiler ve Yunanl?lara nazaran daha zor ko?ullar alt?nda ya?ayan Türkler aç?s?ndan, Yahudilerle ili?kiler -Yahudilerin azami dikkati sayesinde- genelde iyi olmu?, ama Yunanl?larla rekabet daima sürmü?tür. Atatürk’ün babas? Ali R?za Bey, eski bir Selanikli aileden geliyor ve sakallar?n?n rengi nedeniyle “K?z?l” lakab?yla tan?n?yordu. Okuma-yazma bilen ve askerlik sonras?nda Selanik’e dönen Ali R?za, asl?nda hep sar???n bir kad?nla evlenmek istemesine ra?men, ablas?n?n arac? olmas?yla Selanik’in bat?s?ndan Arnavutluk’a yak?n bir bölgeden gelen Zübeyde ile evlendi. Zübeyde, evlendi?inde 14-15 ya?lar?nda ve kocas?ndan 20 ya? kadar küçüktü. Bu, o dönem için normal görülen bir ?eydi. Ali R?za Efendi, Osmanl? gümrük i?lerinde Olimpos Da??’n?n ormanlarla kapl? eteklerinde bulunan ?ss?z bir kontrol noktas?na tayin edilmi? ve kar?-koca az görü?ür olmu?lard?. Zübeyde, ard? ard?na 3 çocuk do?urarak do?urgan bir kad?n oldu?unu ispatlad?. Fatma henüz bebekken, Ömer ve Ahmed ise 3 ya?lar?ndayken öldüler. Özellikle öldükten sonra kumsala gömülen Ahmed’in dalgalar nedeniyle d??ar? ç?kan cesedinin çakallar taraf?ndan paramparça edilmesi, aile ve küçük Mustafa Kemal ad?na büyük bir travma olmu?tur. Bu olaylarla mateme dönü?en Ali R?za-Zübeyde evlili?i, sar???n do?an dördüncü çocuklar? Mustafa Kemal sayesinde yeniden mutluluk kazanm??t?.

Selanik’te Atatürk’ün do?du?u veya büyüdü?ü ev

Kitab?n “Mustafa Kemal’den Mustafa Kemal’e” adl? ikinci bölümü, Mustafa Kemal’in do?umu sonras?nda ya?ananlar? özetlemektedir. ?smi olan “Mustafa”, ?slam gelene?ine uygun olarak, aileden birileri taraf?ndan do?umdan sonra bebek Mustafa Kemal’in kula??na f?s?ldanm??t?. 20 ya??nda üç çocu?unu topra?a veren Zübeyde, bu çocu?unu çok sevdi ve korudu. Ama Zübeyde’nin sütü yetmedi?i için, Mustafa Kemal’e siyahi bir sütanne tutulmu?tu. Bu s?ralarda, Ali R?za Efendi memurlu?u b?rakm?? ve kereste ticaretiyle daha iyi paralar kazanmaya ba?lam??t?. Ancak Osmanl?’n?n çökü?ünden cesaret bulan Yunan e?k?yalar, onu tehdit ediyor ve haraç almaya çal???yorlard?. Sonunda orman? ate?e veren e?k?yalar, Ali R?za’n?n i?siz kalmas?na neden oldular. Ali R?za, daha sonra tuz ticareti i?ine giri?se de, bunda da pek ba?ar?l? olamad?. Ali R?za Efendi, o?lu Mustafa henüz 7 ya??ndayken öldü. A??r? alkol al?yordu ve ba??rsak tüberkülozu oldu?u söylenen bir hastal?k nedeniyle son 3 senesinde epey çekerek ölmü?tü. 27 ya??nda dul durumuna dü?en Zübeyde, Mustafa’ya ve onun ard?ndan do?urdu?u 2 k?z?na bakmak zorundayd?. Bu iki k?zdan da yaln?zca Makbule ya?ad? ve Ali R?za-Zübeyde çiftinin toplam 6 çocu?undan 4’ü öldü. Ödipal dönemin en yüksek noktas?nda babas?n? yitirmi? olmas?, Mustafa Kemal’e derin bir yaralanma duygusu ya?atm??t?r. Anneyi babas?yla payla?mak istemeyen çocu?un bu dönemde babas?n? kaybetmesi, onda büyük olas?l?kla bir suçluluk duygusuna yol açar. Buna kar??n, Mustafa’n?n ki?ilik özellikleri çok güçlüydü. Kendi kaderini kendisinin belirleyebilece?ine dair sars?lmaz bir inanç sahibiydi. “Molla” olarak bilinen Zübeyde o?lunu dini okula göndermek isterken, Ali R?za Bey ise laik e?itim veren bir okul istiyordu. Sonuçta ?öyle bir çözüm bulundu; Mustafa Kemal önce dini e?itim veren mahalle mektebine ba?lad?, birkaç gün sonra ise ?emsi Efendi Okulu’na kaydettirildi. K?sa süre sonra babas? vefat edince, Mustafa Kemal, babas?n?n ?srarla istedi?i laik okulu ülküle?tirdi ve okulunu çok önemsedi. Ekonomik sorunlar nedeniyle, aile, Selanik’in 32 kilometre d???ndaki day?s?n?n çiftli?ine ta??nd?lar. Karga kovalamas?n?n d???nda, Mustafa Kemal, bu dönemde bir H?ristiyan kilisesine e?itim için gönderildi; fakat okuldan ho?nut kalmad?. En sonunda Selanik’e geri gönderildi ve laik e?itim veren bir ortaokula yaz?ld?. Burada da çok mutlu de?ildi; anla??lan, ö?retmeni Kaymak Haf?z sadist yap?da bir insand?. Kanlar içinde kald??? abart?l? bir ö?retmen daya?? sonras?nda okulu terk etti. Daha o zamanlarda, sar???n ve mavi gözlü olmas? ve lider ki?ili?iyle di?er çocuklardan ayr?l?yordu. Örne?in, oyunlarda di?er çocuklar?n üzerinden atlamas?na izin vermiyordu. Mahalledeki Binba?? Kadri’nin üniformal? hallerinden etkilenerek askeri okula geçmeye karar verdi. Selanik’e dönen annesi bu durumda ho?nut de?ildi; bu, anne ile o?lunun ayr?lmas? demekti. Dahas?, subayl?k tehlikeli ve zor bir meslekti. Ama Mustafa Kemal, kendi yazg?s?n? kendisi seçti ve askeri okula ba?lad?. Burada çok sevdi?i Matematik dersinin hocas? ona “Kemal” lakab?n? tak?nca, ismi Mustafa Kemal oldu. Resmi Türk tarih anlat?s?nda bunun sebebi onun olgun ve bilgili bir ki?i olmas? olarak belirtilse de, ?evket Süreyya Aydemir’e göre, bunun as?l sebebi s?n?fta iki Mustafa olmas?d?r. Sonradan zengin bir armatör olan di?er Mustafa’dan ayr??t?rmak için, Matematik hocas?, Mustafa’ya Mustafa Kemal demeye ba?lam??t?r.

Ali R?za Bey

“Mustafa Kemal: Bir Osmanl? Subay?” ba?l?kl? kitab?n üçüncü bölümü, Volkan ve Itzkowitz’in Mustafa Kemal’in Askeri Rü?tiye, Harbiye Mektebi ve Harp Akademisi’ndeki günlerine ???k tutan bölümdür. Bu dönemden itibaren üniforma giyen ve okuma-yazma bilen ayr?cal?kl? s?n?fa dahil olan genç Harbiyeliler, askeri disiplin gere?i ya?amlar?n? belli kurallar çerçevesinde ya?amaya al??m??lard?. ?çinde ya?ad?klar? dünya bütünüyle erkeklere ait bir dünyayd?. Bu dönemde annesine so?ukluk ve küskünlük duyan Mustafa Kemal, yüksek rütbeli bir subay?n k?z?na (Emine) a??k olmu?tu. Mustafa Kemal’i çok titiz bir çocuk olarak hat?rlad???n? belirten Emine, ona küçük bir k?z olarak hayranl?k duysa da, görü?melerine izin verilmemi?ti. Bu, muhtemelen saf ve platonik bir a?kt?. Bu y?llarda Rag?p adl? genç bir memurla evlenen Zübeyde, Mustafa Kemal’i çok öfkelendirmi?ti. Hatta Mustafa Kemal, onlar? korkutmak için öfkeyle bir gün silah bile aram??t?. Annesine duydu?u öfke nedeniyle, okul bittikten sonra onu ziyarete gitmedi. Girdi?i s?nav? kazand? ve 14 ya??nda Manast?r Askeri ?dadisi’ne gitmek için Selanik’ten ayr?ld?. Bugün Makedonya s?n?rlar? içerisinde yer alan Manast?r, o y?llarda Osmanl? Devleti aç?s?ndan stratejik bir öneme sahipti. S?rbistan veya Bulgaristan’da s?k?nt? ba? gösterirse, buras?, askeri aç?dan önem kazan?yordu. Milliyetçilik rüzgarlar? da Balkanlar’da çok güçlüydü. Annesi, kendisi ve üveybabas? ile aras?n? düzeltmesi için bu y?llarda epey çabalad?. Selanik’te tan??t??? Nuri Conker ve Salih Bozok gibi arkada?lar? Manast?r’da kendisiyle beraber oldu?u için, çocuk Mustafa Kemal, Manast?r’da ortama kolay uyum sa?lad? ve mutlu günler geçirdi. Arkada?lar?na göre, daha bu dönemden itibaren, Mustafa Kemal, kendisini ortalama insanlar?n ilgi ve kayg?lar?n?n üzerinde görüyordu. Manast?r’daki okul arkada?lar? aras?nda Ömer Naci ad?nda daha sonralar? Jön Türklerin sözcüsü olacak heyecan veren birisi de vard?. ?iirlerini s?k s?k Mustafa Kemal’e okurdu. Bu y?llarda edebiyat okumaya ba?layan Mustafa Kemal, ?air olmaya çal??t? ve birçok ?iir yazd?. ?iirler, onun zihin dünyas?n? geli?tirdi ama hiçbiri -Nam?k Kemal ?iirlerini yeniden yorumlad??? birkaç dizesi d???nda- bugüne ula?mad?. Bu dönemde, bir di?er yak?n arkada?? olan Ali Fethi Okyar ise onu ideolojiyle tan??t?rd?. Frans?zcas? çok iyi olan Ali Fethi, Mustafa Kemal’e Frans?z dü?ünürlerinin kitaplar?n? verdi ve onda siyasal bilinç olu?mas?n? sa?lad?. Bu y?llarda, Mustafa Kemal, genç ve yak???kl? bir adama da dönü?mü?tü. ?nce b?y???yla karizmatik bir subayd?. Bu y?llarda askerlikten arta kalan zaman?nda s?k s?k e?lencelere kat?ld? ve alkol ald?. Girit olaylar? ba?lay?nca Manast?r’da da seferberlik ilan edildi. Mustafa Kemal de bir birli?e kat?lmak istediyse de, ö?renci oldu?u için geri gönderildi. 1899 y?l?nda, e?itimine Harbiye Mektebi’nde devam etmesi için ?stanbul’a gönderildi. Siyasal kutupla?man?n ve Padi?ah kar??tl???n?n yükseldi?i bu y?llarda, Mustafa Kemal olaylar?n yak?n?nda olsa da, canl? ve cinsel aç?dan aktif bir adam olarak, ilgisi siyasetten çok ?stanbul’un renkli ya?am?ndayd?. Bu nedenle, okuldaki ilk y?l? pek ba?ar?l? geçmedi; onu yeni edindi?i arkada?? Ali Fuat Cebesoy kurtarm??t?. Yine bu dönemde Napolyon’a yönelik yo?un bir ilgisi geli?ti ve onu örnek almaya ba?lad?. 21 ya??nda “mülaz?m-? sânî” olarak okuldan mezun oldu. Ba?ar?l? bir ö?renciydi ama zaman zaman depresif ruh haline bürünüyordu. Yine ?stanbul’daki Harp Akademisi’ne yaz?ld?. 1905 y?l?nda da buray? tamamlad?; 57 ki?ilik s?n?fta 5. s?radayd?. 24 ya??nda art?k bir kurmay yüzba??yd?. Kurmay yüzba?? rütbesiyle Beyaz?t’ta bir eve yerle?ti. Ayr?ca arkada?lar?yla birlikte yasakl? kitaplar? okumak ve tart??ma yapmak için bir ev de kiralad?lar.

Prof. Dr. Vam?k Volkan

“Sürgün” ba?l?kl? dördüncü bölüm, Mustafa Kemal’in askeri okul sonras?nda ya?ad??? dönemi psikolojik boyutuyla ele almaktad?r. Bu y?llarda siyasi faaliyetleri nedeniyle ?am’a sürgüne gönderilen Mustafa Kemal, kendisini y?k?ma u?ram?? hissediyordu. Balkanlar’da bir yere atanmay? umuyor ve annesine mektubunda öyle yaz?yordu. Yegane tesellisi, arkada?? Ali Fuat’?n da ?am’a atanmas?yd?. ?am öncesinde Beyrut’a gittiler ve gece kulüpleriyle ve e?lence merkezleriyle me?hur burada birkaç gün tatil yapt?lar. Beyrut ve ?am’daki ilk günlerinde tan?k oldu?u e?lenceli ortam, onlara ?stanbul’u bir süre unutturdu. Ancak k?sa sürede buras?n?n kendisi için ideal bir ortam olmad???n? anlad?. E?itimini ?mparatorlu?un en iyi okullar?nda yapm?? olan Mustafa Kemal, buradakilerin kendisini dinlemeye ve ö?renmeye niyetli olmad???n? anlad?. Osmanl? Ordusu içinde istismar ve yozla?ma vard?. Mustafa Kemal, buradaki yozla?maya kendisi gibi tepki gösteren arkada?? Müfit’i ülküle?tirdi ve daha çok onunla beraber vakit geçirdi. Burada Mustafa Efendi adl? ?am’a sürgün edilmi? bir ?ttihatç? devrimciyle tan??t?lar ve Vatan ve Hürriyet Cemiyeti adl? gizli bir örgüt kurdular. Zamanla, Mustafa Kemal’in depresif ruh hali daha da derinle?ti ve ?am’dan kurtulma fikri a??r basmaya ba?lad?. ?am’?n muhafazakar Müslümanl??? onun bo?ulmu? hissetmesine yol aç?yordu. Bu nedenle, Selanik’e do?ru kaçak olarak yola ç?kt?. Uzun bir yolculu?un ard?ndan annesini ziyaret etti. Daha sonra ?srarlar? neticesinde ?ükrü Pa?a ile görü?tü; ama görü?me hiç de hayal etti?i gibi gitmedi. Bir askeri hastaneden 4 ayl?k hasta raporu alarak tutuklanma riskinden kurtuldu. Bu s?ralarda Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin yerel birimini örgütlemeye çal??t?. Hakk?ndaki soru?turmalar sürerken Suriye’ye döndü. Nihayet, 1907 y?l? Eylül ay?nda, üç y?ll?k sürgünün ard?ndan Selanik’te bir göreve atand?. 

Kitab?n “Jön Türkler” ba?l?kl? be?inci bölümü, Mustafa Kemal’in Selanik’e dönü?ünde ya?ad?klar?n? ve Jön Türk Devrimi’nin (?kinci Me?rutiyet) etkilerini incelemektedir. Selanik’e döndü?ünde, Mustafa Kemal, ?ehirdeki atmosferi çarp?c? biçimde de?i?mi? buldu. Bu, en somut ?ekilde Padi?ah 2. Abdülhamid’in istibdat rejimine kar?? yürütülen yeralt? faaliyetleri konusunda gözlemleniyordu. ?stibdat y?llar?nda Avrupa’da örgütlenen Jön Türkler, ?ttihat ve Terakki adl? gizli cemiyet vas?tas?yla Osmanl?’da devrimci hareketi örgütlüyordu. Mustafa Kemal’in küçük grubu ise, ?ttihat ve Terakki gibi çok organize ve kapsaml? bir devrimci grup kar??s?nda ancak ikinci planda kal?yordu. Bunu kabullenmek onun için zor olsa da, yapabilece?i ba?ka bir ?ey yoktu. O dönemde, Mustafa Kemal’in ordu içindeki görevi Selanik ile Üsküp aras?ndaki demiryolu hatt?n? tefti? etmekti. Ayr?ca ?ttihatç?lar?n gizli toplant?lar?na da kat?l?yordu. Te?kilat?n temel kayg?s? ise, Makedonya’daki az?nl?klar?n terörist faaliyetlerini engellemek ve ayr?l?kç? hareketlerin önünü kesmekti. Me?rutiyetin ilan?na sahne olan 1908 Jön Türk Devrimi, iyimserlikle dolu yeni bir dönem ba?latt?. Bu dönemin kahraman? Enver Pa?a idi. Enver, parlak bir zekaya sahipti ve mükemmel bir örgütçüydü. ?yi bir süvari olmas?n?n yan?nda çok cesurdu. Narsisist özellikleri çok a??r bas?yordu, ama ayn? zamanda çok çal??kand?. Karakteri Mustafa Kemal’e benziyordu; genç kad?nlara hitap eden romantik bir ki?ili?i ve karizmas? vard?. Ayr?ca ne sigara, ne de içki içiyordu ve sava?a cebinde Kuran’la gidecek kadar da dindar bir insand?. Bu yönüyle Mustafa Kemal’den ayr?l?yordu. Mustafa Kemal ise, Enver’i yeterince iyi bir asker ama vasat bir reformcu olarak görüyor ve siyaseten devlete zarar verece?ini dü?ünüyordu. Bu y?llarda, Mustafa Kemal, alkol ald??? zamanlarda arkada?lar?na s?k s?k ileride lider olursa onlar? nereye atayaca??ndan bahsedecek kadar özgüvenli ve inançl?yd?. Bu hareketlerinden rahats?z olan ?ttihatç? liderler, onu örgütten uzak tutabilmek için uzak bir yere, Trablusgarp’a atad?lar. Görünü?teki görevi buradaki Sünusi ailesinin liderli?indeki Araplarla aray? düzeltmek ve Osmanl? hakimiyetini sa?lamak olsa da, asl?nda kendisinin buraya harcanmak için ve bizzat Enver taraf?ndan gönderildi?ini biliyordu. Sivil giysiler içinde yola ç?kt? ve Trablus’a vard?. Burada liderli?i test edildi ve ba?ar?l? oldu. Önce Türkler, sonra da Araplar üzerinde hakimiyet sa?lad? ve muhalifleri itaatkar bir tav?r içine soktu. Ancak ba?ar?s? ona Selanik’te dost kazand?rmad?; tam tersine, dü?manlar? daha da artm??t?. Selanik’e dönü?te, 31 Mart Vakas? bast?r?l?rken Hareket Ordusu’nda yer ald? ve Mahmut ?evket Pa?a’n?n en çok güvendi?i ki?i oldu. Y?ld?z? giderek parlayan Mustafa Kemal, 1909’da Selanik’te düzenlenen ?ttihat ve Terakki ikinci y?ll?k kongresinde bir konu?ma yapm?? ve ?ttihatç? yöntemleri ele?tirmi?tir. Bu tarihten itibaren tamamen askerlik mesle?ine yönelen Mustafa Kemal, iyi bir askeri taktikçi olarak ün kazand?. Askeri konularda iki önemli kitab? Almanca’dan Türkçe’ye çevirince daha da dikkat çekti. Bu kadar ba?ar?l?yken terfiinin geciktirilmesi ise, onu daha da depresif bir ruh haline sokuyordu. 1911’de Trablusgarp Sava?? ba?lay?nca, Enver’le birlikte buraya gitti. Cephedeki arkada?lar?na ula?abilmek için ?ngilizlerin kontrolü alt?ndaki M?s?r’dan geçmesi gerekiyordu. Ama ?skenderiye’de s?tmaya yakaland? ve bir süre yolculu?una ara vermek zorunda kald?. Daha sonra, Arap yerel giysileri içerisinde Derne yak?nlar?ndaki cepheye ula?t?. Kendisini tutuklamaya çal??an M?s?rl? subaylara kar?? ?slami duygular? kullanarak yoluna devam etmi?ti; onun için milli dava, dini duygular? istismar etmemekten bile daha önemliydi. Mustafa Kemal Derne’ye vard???nda, muharebe zaten çoktan kaybedilmi?ti. Yapabilece?i bir ?ey yoktu; üstelik hastaland? ve yata?a dü?tü. S?tma d???nda gözlerinde de görme bozuklu?u olu?mu?tu. Tedavisi için Viyana’ya gitmesi gerekecekti. ?talyanlar Trablus ve Bingazi’yi ilhak ederken, Balkan Sava?? da kap?dayd?. Balkan Sava?? k?sa sürede patlad? ve Yunanl?lar Mustafa Kemal’in ?ehri Selanik’i 8 Kas?m’da ele geçirdiler. Mustafa Kemal ?stanbul’a döndü?ünde, Balkan Sava?? bitmek üzereydi. Selanik ve Manast?r’?n kaybedilmesi onu çok sarsm?? olmal?d?r. ?stanbul ise göçmenlerle doluydu ve annesi, k?zkarde?i ve kocas? da onlar aras?ndayd?. Onlar? buldu ve kiralad??? bir eve yerle?tirdi. Enver, Bab-? Ali Bask?n? ile Osmanl?’da ipleri tamamen eline al?rken, Mustafa Kemal ise gidi?at konusunda son derece karamsard?. Enver aleyhine konu?an az say?daki ki?iden biri olmaya devam etti. Balkan Sava?lar? tamamen sona erince, Mustafa Kemal’e Sofya’da Balkan ata?eli?i görevi önerildi. Pratikte sürgün anlam?na gelen bu görevi kabul etti ve Sofya’ya gitti.

Kitab?n “Kad?nlar ve Mustafa Kemal: ?stanbul ve Sofya’da E?lence Dü?künü Bir Subay” ba?l?kl? alt?nc? bölümü, Mustafa Kemal’in ?stanbul ve Sofya’da geçirdi?i dönemi ele almakta ve buradan psikolojik veriler ç?karmaya çal??maktad?r. Sofya’ya tayin edilmesi, Mustafa Kemal’in Madame Corinne’le ili?kisinin kesilmesi anlam?na geliyordu. Cenova do?umlu olan Corinne, Mustafa Kemal’in hayat?nda derin izler b?rakm?? Pera’da ya?ayan Avrupal? bir kad?nd?. Yüzba?? Ömer Lütfi’nin dul e?i olan Corinne, ?talyanca, Frans?zca ve Türkçe biliyordu ve Mustafa Kemal’le ayr?lmalar?ndan sonra da mektupla?arak onunla ili?kisini sürdürdü. Mustafa Kemal, Sofya’da hem tedavi oldu, hem de devlet meselelerinden uzakta renkli bir ya?am sürdü. Opera binas?nda Carmen’i de izledi, Sultan Ra?a Petrov’un davetiyle bir maskeli baloya da kat?ld?. Buraya bir yeniçeri üniformas? ile kat?lm?? ve tüm dikkatleri üzerine çekmi?ti. Sofya’da bulundu?u günlerde ismi, Bulgar Sava? Bakan?’n?n en küçük k?z? ile bir a?k olay?na kar??t?. Miti (Dimitriana) ile birlikte zaman geçirdi ve hatta onunla evlenmek istedi; ama k?z?n ailesi buna raz? olmad?. Müslüman olmas?, bu ili?ki için yeterince güçlü bir engeldi. Bu s?ralarda ?mparatorlu?un gidi?at?n? ise hiç iyi görmüyordu. Tahminine göre, Enver, sava?a Almanlar?n yan?nda girecekti. Bu durumda; sava? kazan?l?rsa Osmanl? Alman hakimiyetine girecekti, sava? kaybedilirse ise parçalanacakt?. O, sava??n kaybedilece?ini ve Almanlar?n yenilece?ini dü?ünüyordu. Birinci Dünya Sava?? patlak verince ?stanbul’a döndü.

Yeniçeri giysileriyle Mustafa Kemal

“Ölümsüzlü?ün Billurla?mas?” adl? yedinci bölüm, Mustafa Kemal’in Birinci Dünya Sava?? ba?lar?nda ya?ad?klar?n? incelemektedir. Bu dönemde, Mustafa Kemal, Enver Pa?a’ya kar?? derin bir k?skançl?k içerisindedir; buna ra?men, ona bir mektup yazarak Harbiye Naz?r? olmas? ve orduda reform yapmas? nedeniyle onu kutlar. Her ikisi de ayn? ya?ta olmalar?na kar??n, Enver ondan çok öndedir; Enver hem bir Pa?a, hem de Saray damad?yken, Mustafa Kemal yaln?zca bir yarbayd?r. Bu y?llarda, Mustafa Kemal ordudan ayr?larak bir ö?retmen olmay? ya da ticarete at?lmay? bile dü?ünmü?tür. Lakin Enver’in Harbiye Naz?r? olmas? g?pta edilecek bir durum de?ildi; zira Osmanl? Ordusu sava?larda bozguna u?ruyor ve ?mparatorluk çöküyordu. Birinci Dünya Sava?? ba?lay?nca, Osmanl? da Alman ittifak? nedeniyle sava?a sürüklenmek zorunda kald?. Olaylar?n geli?imi, Mustafa Kemal’in Enver Pa?a hakk?ndaki görü?lerini do?rulad?; dahas?, Enver, onu rakip gördü?ü için, Mustafa Kemal’e komuta görevleri de vermiyor ve orduyu güçsüz b?rak?yordu. Enver de Mustafa Kemal gibi iflah olmaz bir narsisist idi; ama o, çok daha kontrolsüz ve hayalciydi. Sonuçta Mustafa Kemal hakl? ç?kt?; Süleyman Nazif’in me?hur sözüyle, “Enver Pa?a, Enver Pa?a’y? öldürdü” ve büyük kahraman imaj?, üstüste al?nan askeri yenilgilerle darmada??n oldu. Bu dönemde, iki rakip ?stanbul’da bir ara kar??la?t?lar. Rakibini çaresiz halde gören Mustafa Kemal, yine de onu s?k??t?rmak ve bozmak istemedi. 19. Tümen’in Tekirda? bölgesinde birli?ine atanan Mustafa Kemal, daha sonra ise Çanakkale savunmas?na kat?ld?. Liman Von Sanders’in komutas?ndaki Çanakkale cephesinde büyük ba?ar?lar elde etti ve liderli?ini perçinledi. Ç?lg?nca sava??yordu ve sava?maktan keyif al?yor gibiydi. Çok bilmi?li?i ile Liman Von Sanders’i k?zd?rsa da, askeri yetenekleriyle onu kendisine hayran b?rakt?. Bu dönemde çok önemli bir olay ya?and? ve bu olay, Mustafa Kemal’in ölümsüzlük duygusunu peki?tirdi. Cebindeki saat sayesinde seken bir ?arapnel parças? kalbine saplanmam?? ve ölümden dönmü?tü. Bu saati Alman General Sanders’e hediye etti ve sava?maya ara vermeden devam etti. Bir yandan da Corinne’le mektupla??yor ve cephede dünya klasiklerini okuyordu. Çanakkale Sava??, Mustafa Kemal’i büyük bir kahraman yapm?? ve ad? ilk kez gazetelerde de geçmeye ba?lam??t?. Daha önemlisi ise, art?k sars?lmaz bir özgüven sahibi olmas?yd?.

“Dü?k?r?kl??? ?çindeki Bir Kahraman?n Yolculuklar?” adl? sekizinci bölüm, Gelibolu’da büyük bir kahraman olan Mustafa Kemal’in ?stanbul’a dönü?ünü anlat?r. Mustafa Kemal, ?stanbul’da hiç de kahraman gibi kar??lanmam??t?. Corinne, annesi, k?zkarde?i ve Fikriye’nin onu ba?ar?lar? nedeniyle kutlamalar?na kar??n, ilgisizlik nedeniyle kendisini oldukça buruk hissetmektedir. Mustafa Kemal gibi insanlar?n hayranl???n? kazanmay? isteyen birisi için, bu, yeterli bir ilgi de?ildi. Edirne

Available link for download